“Christchurch üzerinden bir yıl geçti – Irkçılık problemi devam ediyor“

54CBB3E8-A7ED-40C6-8F85-85BD8D6A3B62

IGMG BASIN AÇIKLAMASI

Christchurch üzerinden bir yıl geçti – Irkçılık problemi devam ediyor

15 Mart 2020


İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Bekir Altaş 51 kişinin hayatını kaybettiği Christchurch terör saldırısının yıl dönümü münasebetiyle bir açıklama yaptı. “Her ne kadar bu menfur saldırı üzerinden bir yıl geçmiş olsa da yaşananları kelimelerle ifade etmekte hâlâ güçlük çekiyoruz. Hâlâ bu tür saldırılardan endişe duymaya devam ediyoruz, çünkü Halle ve Hanau’da yaşanan acı tecrübelerden sonra da gerekli önlemler alınmış değil.” diyen Altaş sözlerini şöyle sürdürdü:

“Christchurch terör saldırısında hayatını kaybedenleri rahmetle anıyoruz. 15 Mart 2019 tarihinde İslam düşmanlığı motivasyonuyla gerçekleştirilen terör saldırısı neticesinde 51 insan hayatını kaybetti. Katliamın en küçük kurbanı üç yaşında, en yaşlısı ise 71 yaşındaydı. Bu menfur saldırının etkisini bugün dahi üzerimizden atabilmiş değiliz. Olayın üzerinden bir yıl geçmiş olsa dahi yaşananları kelimelerle ifade etmekte zorlanıyoruz. Dualarımız saldırıda hayatını kaybedenlerle, yaralananlarla ve tüm yakınlarıyla beraberdir.

Bu türden alçakça saldırılara giderek daha fazla kişinin özendiğini ve bu saldırıların artık daha kısa aralıklarla gerçekleştiğini endişe ile gözlemliyoruz. Halle ve Hanau bu bağlamda sürekli teyakkuz hâlinde olmamız, nefret ve kışkırtmaya karşı her daim birliktelik sergilememiz gerektiğini hatırlatan uyarılardır. Solingen ve Mölln’de çeyrek asrı aşkın bir süre önce yaşanan acı tecrübeler sonrasında anladık ki, ırkçılığın doğurduğu tehlikeler karşısında hiçbir zaman güvende olamayacağız. Artık emin olduğumuz bir diğer husus da sözlere ve içi boş konuşmalara asla güvenilmemesi gerektiği. Konuyu ciddi bir şekilde ele almadığımız ve gerekli tedbirleri hayata geçirmediğimiz sürece ‘bir daha asla’ demek zorunda da kalmayacağız. Bu sebeple siyasete ve emniyet birimlerine ırkçılıkla mücadeleyi daha kararlı şekilde yürütmeleri çağrımızı yineliyoruz.

Bu bağlamda Avrupa’nın mülteci politikasını da tekrar gözden geçirmesi gerekiyor. Irkçılıkla mücadele insan haklarını iptal etmekle, hükümsüz kılmakla ve önemsizleştirmekle gerçekleştirilmez. Saldırganların hastalıklı zihniyetlerini işte tam da verilen bu sinyaller güçlendirmekte, insan haklarının herkes için değil yalnızca belli kimseler için geçerli olduğu düşüncesinden hareketle de düşüncelerini eyleme dökmelerini sağlamaktadır. Takip edilen bu siyasetle ancak ırkçılık teşvik edilir, ırkçılıkla bu şekilde mücadele edilmez.”