“Önden gitmek yürek ister, bedel ödetir”
NIF irşad başkanlığı tarafından organize edilen “Önden Gidenler” programında, Millî Görüş lideri merhum Erbakan ve İslam davasına hizmet etmiş büyükler anıldı.
Bu çerçevede, Shiedam Merkez Camii salonunda düzenlenen mütevazi bir programda, son asra mührünü vuran ve “İslam’ca inanan, İslam’ca düşünen ve İslam’ca yaşayan” Müslüman liderler anıldı ve onlar bir kez daha anlaşılmaya çalışıldı.
Programda Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek, Mehmet Zahid Kotku, Süleyman Hilmi Tunahan, Hasan el Benna, Malcolm X, Aliyya İzzetbegoviç, Mahmud Sami Ramazanoğlu, Muhammed İkbal, Dr. Yusuf Zeynelabidin, Osman Yumakoğulları ve Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın örnek hayatları, mücadeleleri, veciz sözleri örneklerle anlatıldı ve bir kez daha rahmetle anılarak, onlar için dualar edildi.
NIF Basın-Yayın Başkanı Ercan Kuzu’nun sunumunu yaptığı program, Schiedam İslam Merkezi Hafızlık Kursu talebelerinden ve Avrupa Kur’an-ı Kerim Yarışması birincisi Abdullah Kondu tarafından okunan Kur’an-ı Kerim ile başladı.
“Onlar, en zorlu dönemlerde Hak dine sahip çıktılar”
Çok sayıda kadın ve erkek teşkilat mensubunun katıldığı programda Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan bir selamlama konuşması yaptı.
Programa katılanlara ve programı gerçekleştiren çalışma arkadaşlarına teşekkür eden Erdoğan, Necip Fazıl’ın “Kökünü beğenmeyen dal ve dalını beğenmeyen meyve çürümeye mahkûmdur” sözleriyle değerlerimize ve aslımıza sahip çıkmamız gerektiğine vurgu yaptığı konuşmasında özetle şöyle konuştu:
“Bizlere yol gösteren, önümüzü aydınlatan büyüklerimizi anmak ve onların verdikleri mücadeleyi anlamak, bu vesileyle onlara olan vefa borcumuzu ödemek ne güzel bir duygu. Onlar zor zamanlarda önden gittiler. En zorlu dönemlerde Hak dine sahip çıktılar. Tarihe damga vurdular, ümmeti sahiplendiler. Onların yaşamları bizim için güzel numunelerle doludur. Bizlerde onlara bu vesileyle sahip çıkıyoruz. Avrupa’da ve bütün dünyada İslam’ın hayat bulması için onlar büyük mücadele verdiler. Son yüzyılın İslam mücahidlerinin verdikleri mücadele bizler için birer örnektir. Onların bilgi, birikim ve tecrübeleri arkadan gelenler için birer hazine kıymetindedir. Onların İslam’a verdikleri hizmetten dolayı onların haklarına hürmet etmek ve onların gayret ve hizmetlerinden esinlenerek, heyecan, şuur ve azimle çalışmak bizim vazifemizdir.
Şubat ayı şehadet ayıdır. Bu ay içerisinde Hasan el Benna, Malcolm X ve Erbakan Hocamızı hakka uğurladık. Hocamız dünya Müslümanlarını bir araya getirmek için ömrünü harcadı. Yaptığı her şey, Hak rızası ve ümmet anlayışı çerçevesinde idi. Onların önümüzü aydınlatmak için yaktıkları ışık hep yanacaktır. Allah hepsinden razı olsun”
Erdoğan, Erbakan Hoca başta olmak üzere diğer önde gidenlerin hayatından, mücadelesinden ve sözlerinden birer kesit sundu.
“Bu davada ayağı kayanlardan değil yere sağlam basanlardan eyle” diye dua ile konuşmasını sürdüren Erdoğan, Hollanda’nın bizim ikinci anavatanımız olduğunun altını çizerek, 15 Mart seçimlerinde mutlaka sandığa gidilmesi gerektiğini ve gücümüzün siyasi tabloya yansıtılmasını isteyerek sözlerini tamamladı.
Konuşmanın ardından, Erbakan Hocanın hayatını, mücadelesini ve tarihî konuşmalarını içeren video görüntüleri izletildi.
İsmail Güven, seslendirdiği anlamlı ilahi ile programa renk kattı.
Osman Tunç okuduğu “Bilemedik Efendim” adlı şiirle davetlileri duygulu bir atmosfere sürükledi ve onlara bir muhasebe yapma fırsatı verdi.
Yıldız Eğitim Kurs Müdürü hafız Kenan Aslan, o güzel sesi ve yorumuyla katılımcılara bir Kur’an ziyafeti verdi.
Önden Gidenler’in sıfatları: “İman, yiğitlik, sadakat, vefa ve sebat…”
Dünya Âlimler Birliği ve Avrupa Fıkıh ve Araştırma Konseyi üyesi ve Avusturya Müftüsü Mustafa Mullaoğlu yaklaşık bir saat çok akıcı bir üslupla yaptığı konuşmasında önden gidenleri anlattı ve özetle şunlara değindi:
“Bu toplantılardan aldığımız güzellikleri hayatımıza tatbik edelim. Önden gidenlerden olmak için şu 5 temel esas olmazsa olmazlardandır: “İman, yiğitlik, sadakat, vefa ve sebat.”
Namazımız vefadır. Allah’a, peygamberimize ve diğer peygamberlere, anne ve babamıza karşı bir vefadır. Selam verirken bile etrafa barış dağıtıyoruz. Namazı hakkıyla eda etmiş olabilsek bile, yaşanan pek çok sorunu yaşamıyor olacaktık. Önden gidenler bize davayı miras bıraktılar. O emanete sahip çıkmak bizim görevimiz. Dünyevileştik. Bir avuç gönle koca dünyayı sığdırdık.
Milli Görüş, Efendimizin yaşadığı gibi yaşamaktır. Böyle bir davaya kurban olunmaz mı, böyle bir dava için canla başla çalışılmaz mı? Elbette çalışılır, kurban olunur.
Erbakan Hocamızı son günlerinde hastanede ziyaret ettiğimizde bizi oturarak karşıladı ve şu tarihî tavsiyelerde bulundu…
“Bizim davamız İslam’dır. Gayemiz Allah’ın rızasını kazanmaktır. Hedefimiz Hakk nizamını hâkim kılmaktır. Arzumuz bütün insanlığın saadetidir. Yolumuz cihaddır, cihad ise bütün insanlığın kurtuluşu için mücadele etmektir. Metodumuz ikna n metodudur. Zorbalık yoktur bizim kitabımızda. İnsanlığın kurtuluşu İslam’la mümkündür. İslam Allah yapısıdır, mükemmeldir. Dolayısıyla, ne bir eksiklik ne bir fazlalık vardır. Ümmetçi bir teşkilatız, ümmetçi bir hareketiz.
İslami bir cemaatiz. Dinî bir teşkilatız. Bu dava için çalışmak herkese nasip olmaz. Allah bir kulunu severse davasına hizmet ettirir. Eğer sizler de işin bir ucundan tutmuşsanız, bilesiniz ki bu Allah’ın size olan sevgisindendir. Ya baba ya da anne duası mıdır ya da bir iyiliğinizin semeresi midir mutlaka bir sebeple burada bu hareket içerisinde yer almışsınızdır. Allah’ın hoşun gitmiş ki sizi dinine hizmet ettiriyor. Bu çok şerefli bir şeydir.”
Dünya imtihanını kazanmanın yolu şu 3 şeyden geçer..
1- İslam’ca inanmak.
2- İslam’ca düşünmek.
3- İslam’ca yaşamak.
İlkelerimizi öteledik. Dünya imtihanını kazanmak için bu ilkelere önem vermeliyiz:
Biz kimseyi uçurmaya çalışmıyoruz, buna bizim gücümüz yetmez, onların da ihtiyacı yok zaten. Ama özelde Müslümanlar genelde bütün insanlık onu anlayamamanın faturasını çok ağır bedellerle ödüyorlar. Allah, bugün burada yarın öbür tarafta olanlara rahmetini göndermez ki. Bizden sonrakiler için de bizler önden gidenleriz. Biz doğru olacağız, doğru yaşayacağız ki onlar da istikametini şaşırmasınlar, dosdoğru gelsinler.
Aranızdaki muhabbete, birliğe ve kardeşlik duygularına sahip çıkın. Allah için bir araya gelen ve Allah için birbirini seven topluluklar başka hiçbir yerde kalmadı. Bu hâl, bu camiaya has bir özelliktir. Bunu muhafaza edin, Rabbim rahmetini üzerinize yağdıracaktır.
Biz koşarsak arkamızdakiler yürür, biz yürürsek arkamızdakiler durur, biz durursak arkamızdakiler oturur, biz oturursak arkamızdakiler yatar, biz yatarsak arkamızdakiler uyur, biz uyursak arkamızdakiler ölür. Dünya çok kötü bir yöne doğru gidiyor. Bu durumdan da ancak İslam’la yani sahih İslam anlayışı Millî Görüş’le kurtulur. İşte bu yüzden yürümek değil, koşmak zorundayız.”
Programda, misafirlere çeşitli hediye ve çiçekler takdim edildi.
NIF İrşad Başkanı Mustafa Uysal’ın teşekkür konuşmasının ardından program, Dordrecht Camii imamı Mustafa Bilen’in yaptığı hatim duası ile son buldu.
Haber – Fotoğraf: Zeynel Abidin Kılıç